18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü’nde bir yanımız gururla doluyken diğer yanımız hüznün derin hissiyatı içerisinde. Şehitlerimizin emanetine sahip çıkmaya çalıştığımız şu günlerde içimizde sızı göğsümüzde iman ile gururumuz olan şehit ve gazilerimizi daha yürekten yâd etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yere bırakılan Kuran-ı Kerim’i kalbindeki imanı gereği yerden almak isterken vatanı uğruna şehit olan Afrin Şehidi askerimiz, sonunu düşünmeden komutanının emriyle şehadete yürüyen Şehidimiz Ömer HALİSDEMİR ve daha niceleri hepsinin ruhları şad olsun.

İstiklal ve İstikbal için bir hilal uğruna batan güneşlerimiz var bizim. Yazılmış ve yazılmakta olan destanlarımız dağa taşa olduğu gibi tarihin unutulmaz sayfalarına da  nakış nakış işlenecektir. Bu Aziz vatan analarımızın kucaklarında büyütüp yüreklerinde taşıdığı kahramanlarımızın asil kanlarıyla ilmek ilmek dokunacaktır. İşte bir günlük anma ile asla yetinilmeyecek olan bugünü ruhumuzda ebedileştirmek için onulmaz bir aşkla çalışmamız en önemli ödevimizdir.

Öğretmenler ve öğrenciler olarak hep birlikte her sabah uyandığımızda ben bu vatan için ne yapabilirim ve ne verebilirim sorusu aklımıza gelen en öncelikli sorusu olmalıdır. Bunun cevabı da, Atalarımızın bu Vatan için düşünmeden canlarını feda ettiklerini unutmamak, akademik, sportif ve kültürel her alanda başarıyı yakalamak olacaktır. Bilimin tüm alanlarında bayrağımızı göndere çekmek olacaktır. Ancak bu şekilde şehit ve gazilerimize minnet borcumuzu bir nebze de olsa ödemiş oluruz. İstiklal Marşımız’ın ilk kelimesi her şeyi özetliyor aslında. “KORKMA “ çalış, oku, düşün, vatana millete aşkla sahip çık şehitlerimiz ve gazilerimiz gibi.

Tüm Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle  minnetle anıyorum, ruhları şad olsun. Gazilerimize acil şifalar diliyorum.